Neşe bulmak ve pozitif kalmak için 11 pratik ipucu

Generated by DALL·E

Neşeyi bulmak her zaman kolay değil. Bazıları neredeyse her durumda gülümsemek için bir neden yakalarken, kimileri üst üste gelen zorlukların ortasında pozitif kalmanın yolunu arıyor. Psikologlar, iyiyi fark etme becerisinin doğuştan gelmediğini; geliştirilebilir, çalışmayla güçlenen bir maharet olduğunu hatırlatıyor.

Gündeliğin içine daha fazla ışık sızdırmaya yardımcı olabilecek yalın öneriler şöyle.

Eldeki küçük sevinçler

Ortada büyük bir kutlama nedeni olmasa da ayrıntılara yakından bakmak işe yarar. Yoldan geçenin kısa bir gülümsemesi, saçların iyi gününde olması, kapalı bir öğleden sonrasında bulutları yaran güneş… Bu küçük sahneler, ruh hali düşerken dengeyi geri getirebilir. Uzmanlar, kişi iyiyi ne kadar sık fark ederse onun da o kadar görünür hâle geldiğine dikkat çekiyor. Bu, bir alışkanlık ve günlük pratikle güçleniyor.

Şükran günlüğü: 40 günlük deney

Pozitife ayarlanmanın etkili yollarından biri, sevinç kıvılcımı oluşturan her şeyi kayda geçirmek. Bunun için bir şükran günlüğü ideal. Mağazada yakalanan beklenmedik bir indirimden sabah koşusuna çıkaran iradeye kadar akla gelen her şeyi not edin. Birkaç hafta sonra dikkat, kendiliğinden bu yükselten anlara yönelmeye başlıyor.

Burada ve şimdi kal

Her şeyin ters gittiği düşüncesi çoğu zaman şimdiden değil; geçmişe takılmaktan ya da geleceğe kaygıyla bakmaktan doğar ve yanı başımızdan geçen anı kaçırırız. Bilinçli farkındalık, dikkati yeniden mevcut ana döndürme becerisidir. Böylece güzel yerleri görmek, sevdiklerin sesini duymak ve yemeğin tadını gerçekten almak kolaylaşır; zihin, kaygı döngülerinden uzaklaşır.

Çevreniz önemlidir

Bazı insanlar yanınıza hafiflik getirir, bazıları ağırlık. Her temastan kaçınmak mümkün değil, fakat kronik kötümserlerle geçirilen zamanı sınırlamak gerçekçidir. Aynısı tüketilen bilgi için de geçerli: Sürekli olumsuz haber akışı, enerjiyi fark ettirmeden boşaltır ve motivasyonu köreltir.

Hareketle sıfırlan

Fiziksel aktivite yalnızca bedeni değil, duyguları da etkiler. Yürüyüş, yoga, dans ya da yüzme; gerginliği azaltır ve iyi hisle bağlantılı kimyasalların salınımını tetikler. Kısa bir dolaşma bile ruh hâlini değiştirmeye ve hafiflik duygusunu geri getirmeye yetebilir.

İyilikler bize de iyi gelir

Başkasına yardım etmek yalnızca erdemli bir tutum değil, aynı zamanda faydalıdır. Araştırmalar, cömertlik içeren her davranışın dopamin düzeylerini artırdığını öne sürüyor. Bu bir iltifat olabilir, komşuya el uzatmak olabilir ya da bir gönüllülük çalışmasına katılmak. Bu eylemler çoğaldıkça, içerdeki sıcaklığın daha kalıcı olduğu hissi de güçlenir.

Hatalar son değil

Hatalar kaçınılmaz; onları felaket gibi görmek işe yaramaz. Çok daha verimlisi, hataları kişisel gelişimin parçası olarak değerlendirmektir. Bu biraz felsefi bir tutum gerektirir; insanı öz-eleştiride takılı kalmaktan alıkoyar ve her durumdan işe yarar dersler çıkarmayı kolaylaştırır. Kulağa küçük bir ayar gibi gelse de, ilerleyişin ritmini değiştirir.

Gülümsemeyi alışkanlığa dönüştürmek

Gülümseme, beklediğinizden hızlı etki eden basit bir araçtır. Yüz kasları devreye girdiğinde beyin bir sinyal alır; vücut da duygu durumunu yükselten hormonlarla karşılık verir. Bazen birkaç saniye, etrafın havasını hafifletmeye yeter.

Kendinize birkaç dakika

Psikologlar, her gün gerçekten zevk veren uğraşlara küçük de olsa bir zaman ayırmayı öneriyor. Kısa bir yürüyüş, sevdiğiniz müzik ya da sakin bir kahve molası… Mesele, bu anların işlerin telaşı içinde kaybolmasına izin vermemek.

Baskın duyunuzu besleyin

Görsel odaklıysanız etrafınızı hoş görüntüler ve detaylarla donatın. Ses sizin için daha belirleyiciyse müziğe yaslanın. Dokunuş ve hislerle yön buluyorsanız rahatlatan temas, yumuşak dokular ve sevdiğiniz kokular iyi gelir. Beyin böylece sakin ve dengeli hâli destekleyen sinyaller alır.

İç destek gerektiğinde

Psikologların hatırlattığı gibi, sağlam bir sevinç duygusu, kişi kendisiyle düzenli temas kurabildiğinde filizlenir. Stoacılar, her günü küçük bir hayat olarak tarif ederdi. Dikkati erişilebilir eylemler üzerinde tutmak, insanı daha serinkanlı ve emin adımlı kılar; o zaman neşe, bir anlık parıltı olmaktan çıkıp dayanıklı bir alışkanlığa dönüşür.