17:47 30-11-2025
Yonaguni gizemi ve İya’nın sarmaşık köprüleri - gizemli rota
Generated by DALL·E
Yonaguni açıklarındaki tartışmalı su altı oluşumunu ve Şikoku’daki İya Vadisi’nin sarmaşıklardan örülen köprülerini keşfedin; Japonya’nın gizli yüzüne yolculuk.
Japonya’nın simgeleri sumo, suşi ve sakurayla sınırlı değil.
Alışıldık kartpostallardaki tanıdık görüntülerin ötesinde, seyahat broşürlerine nadiren giren yerler var. Biri, minicik Yonaguni Adası’nın açıklarında dalgaların altında; diğeri, Şikoku’nun kalbinde bir dağ yarığının üzerinde sallanıyor. Her ikisi de araştırmacıları farklı biçimde zorlayan, net bir yanıt bırakmayan bilmeceler.
Yonaguni açıklarında suyun altında ne keşfedildi?
Japonya’nın batı ucundaki küçük Yonaguni Adası, Tokyo’dan çok Tayvan’a yakın; ama ününü coğrafyasından değil, kıyısının hemen açığındaki deniz tabanında yatanlardan aldı.
1986’da bir dalış eğitmeni, su altında devasa çıkıntılar, platformlar ve keskin dik açıların dikkat çektiğini fark etti. Bazı bölümler sanki insan eliyle biçim verilmiş gibiydi; o günden beri dinmeyen bir tartışmanın fitili ateşlendi.
Bir görüşe göre burası binlerce yıllık bir yapının—hatta belki bir kentin—kalıntıları olabilir. Savunucular, blokların arasında merdivenleri, patikaları ve sütunları seçebildiklerini söylüyor.
Uzmanların çoğuysa doğal bir kökene daha yakın duruyor. Bölgenin kaya yapısı ve tektonik hareketler, bu tür oluşumların kendiliğinden ortaya çıkmasına elverişli.
Resmi kazılar yapılmadı ve Japon makamları alanı tarihi bir anıt olarak tescillemiş değil. Yine de Yonaguni, gizemi kendi gözleriyle görmek isteyen dalgıçları dünyanın dört bir yanından çekmeye devam ediyor. Belirsizliğin cazibeyi artırdığı inkâr edilemez; görüntü ne kadar netleşmiyorsa merak o kadar büyüyor.
Dağlarda, canlı sarmaşıklardan örülen köprüler
Şikoku’nun merkezinde, İya Vadisi’nin yamaçlarına gizlenmiş başka bir aykırı gelenek sürüyor: yabani sarmaşıklardan örülen asma köprüler.
En ünlüsü, İya Kazurabashi, yaklaşık 45 metre uzanıyor ve coşkun bir nehrin üzerinde ortalama 14 metre yükseklikte sallanıyor; ağırlığı beş tona yaklaşıyor. Bir zamanlar bu geçitler, yerel halka düşmanlardan hızla kaçma imkânı veriyordu—gerektiğinde sarmaşıklar kesilebiliyordu.
Bugün köprü her üç yılda bir yenileniyor; eski kuşakların yöntemleri böylece korunuyor. Gezginler hâlâ dokumadan tutunarak, altlarında uğuldayan suyu ve her adımda titreyen geçidi hesaba katarak ağır ağır ilerliyor. Deneyim hem temkinli hem kasıtlı: biraz meydan okuma, biraz da ritüel.
Şöhretine rağmen Kazurabashi, köklerini yerel gelenekte tutuyor; yakındaki daha az duyulmuş köprüler de ondan geri kalmayan bir etki bırakıyor.
Farklı, yine de benzer
Yonaguni oluşumu ile İya’nın sarmaşık köprüleri birbirinden kopuk görünebilir; ama ortak bir nokta paylaşıyorlar: alışılmış rotalardan epey uzaktalar. Çoğu paket turun programında yer almazlar ve belki de tam bu ıssızlık onları akılda kalır kılıyor.
İkisinde de bir gizem duygusu baskın: su altındaki taş benzeri biçimlerin kimin tarafından şekillendirilmiş olabileceği belirsiz; modern çağda insanların hâlâ sarmaşıktan köprü örmeyi sürdürmesi ise ayrı bir bilmece. Cazibenin sırrı, doğanın yaptığıyla insanların korumayı seçtiği arasındaki o gerilim çizgisinde yatıyor olabilir.
Açıklanamayanın çekimi
Yonaguni alanı, uzmanlar arasındaki tartışmayı canlı tutmayı sürdürüyor; merak da böylece sönmüyor. Sarmaşık köprüler ise modern malzemeler olmadan da kadim bir pratiğin 21. yüzyılda yaşatılabildiğini gösteriyor. Belki de unutulmaz kılan tam bu inatçı süreklilik.